AkzoNobel’in de dahil olduğu devam eden bir araştırma sayesinde, gıda ambalajlarının daha sürdürülebilir olduğu –ve artık alüminyum içermediği– geleceğe artık bir adım daha yaklaşıldı. Bu hayati keşif, Twente Üniversitesi, Wageningen Üniversitesi, BASF ve AkzoNobel ile iş birliği yapan Hollanda İleri Araştırmalar Merkezi Kimyasal Yapı Taşları Konsorsiyumu (ARC CBBC) ile çalışan doktora öğrencisi Jiaying Li tarafından yapıldı.
Araştırma, genel olarak patates cipsleri ve kahve gibi ürünler için kullanılan (oksijenin girmesini engelleyen) “metalize” ambalaj tipinin yerini alan yeni ve geri dönüştürülebilir bir kaplamaya odaklanıyor.
Bu tip ambalajlar, halen her biri ayrı bir fonksiyona sahip çok sayıda katmandan oluşuyor. Bunların üretimi çok enerji gerektirdiği gibi geri dönüştürülmeleri de zor. İki suda çözünebilir polimerin (polielektrolitler) akıllı bir şekilde birleştirilmesini içeren bir sürecin oluşturulması ile tüm fonksiyonellik tek bir geri dönüştürülebilir katman ile sağlanabiliyor.
“Kaplama sektöründe polielektrolitlerin kullanımı yeni değil,” diyen AkzoNobel Kaplamalar Teknolojisi Direktörü Andre van Linden, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Ancak bu kaplamalar normalde adım adım üretildiklerinden bu yöntemin sanayileşmesi de çok karmaşık, zaman alan, pahalı ve kullanışsız bir süreç olacaktı. Ancak, ARC CBBC tarafından geliştirilmekte olan yeni ve tek adımlı yaklaşım, polielektrolitlerin kullanımının sanayileşmesinin çok daha yakın olduğu anlamına geliyor.”
Twente Üniversitesi doktora öğrencisi Li, “İlk sonuçlarımız, kaplamanın gıda maddelerini oksitlenmeye karşı korumak üzere gelecekte ambalajlarda kullanımı için ciddi potansiyele sahip olduğunu gösteriyor. Aynı zamanda, su direnci ve dayanıklılık gibi diğer özelliklerin iyileştirilmesine de odaklanıyoruz,” diyor.
Dünyanın önde gelen ambalaj kaplamaları tedarikçilerinden biri olarak, araştırma, başta yeni kaplamanın sunabileceği sürdürülebilirlik ve müşteri faydaları nedeniyle AkzoNobel’in açısından önemli. Yeni buluş, hiçbir organik çözelti kullanılmaması ve ambalajın kolayca geri dönüştürülmesi nedeniyle şirketin sürdürülebilir ticarete yönelik “People. Planet. Paint.” yaklaşımına da mükemmel şekilde uyuyor.
Araştırmada bir sonraki adımı, biyolojik olarak türetilen polielektrolitlerin kullanımı oluşturuyor. Bu polielektrolitler, karides kabukları veya ahşap işleme sanayi atıkları gibi kaynaklardan elde edilmeleri nedeniyle %100 doğal.
“Doğal polielektrolitlerin çok yönlülüğü sayesinde, sentezlenmiş polimerlere daha az bağımlı hale geldiğimiz bir çağa giriyoruz,” diye devam eden Li, “Sonunda, geliştirdiğimiz polielektrolit kaplama, daha az parlak olabilir, ama aynı amaca hizmet edecek ve geri dönüşümü çok daha kolaylaştıracak,” diyor.